Önümüzdeki on yılda lityum sektörünün büyük bir büyüme gerçekleştireceği tahmin ediliyor. Özellikle sera gazı emisyonunun azaltılmasına yönelik son yıllarda dünya çapında artan hassasiyet sonucu daha temiz enerji kaynaklarının ve elektrikli araçların öneminin artması lityuma olan talepte önemli bir artış yaşanmasına sebep oluyor. Fitch'in bulgularına göre, lityum talebinin yaklaşık %45'ini elektrikli araç sektörü oluşturuyor. Bu oranın 2030 yılına kadar % 80 seviyesine çıkabileceği öngörülüyor. 

Son yıllarda tüketicilerin artan çevre duyarlılığının da etkisiyle devletler çevrenin korunmasına yönelik önemli kararlar alıyor. Özellikle Avrupa Birliği başta olmak üzere, ABD, Çin, İngiltere gibi dünya ekonomisinde önemli pay sahibi ülkelerin, iklim değişikliği ile mücadele kapsamında araçların sera gazı emisyonunun azaltılmasına yönelik iddialı hedefler belirlediklerini görüyoruz. Emisyon hedeflerinin yanı sıra, ülkeler tarafından düşük emisyonlu araçlar için teşvik de uygulanıyor. Uygulamaya konulan düzenlemeler ve teşvik mekanizmaları ile birlikte tüketicilerin artan talebi sonucu dünya genelinde birçok otomobil üreticisi firma elektrikli araç üretimine ağırlık verdi. Bu durum satış rakamlarına da yansıyor. Boston Consulting Group'un elektrikli araçlar ile ilgili gerçekleştirdiği analize göre 2019 yılında %8 pazar payına sahip olan elektrikli araçlar sektörü 2020 yılında pazar payını %12'ye yükseltti. Bu oranın gelecek yıllarda hızlı biçimde yükseliş göstereceği ve 2026 yılında tüm dünyada satılan araçların yarısından fazlasının elektrikli olacağı değerlendiriliyor. Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği verilerine göre, Avrupa'daki elektrikli otomobillerin satışı 2020 yılında bir önceki yıla göre yaklaşık iki kattan fazla artış gösterdi. Şarj edilebilir hibrit araçların satışı ise 2020 yılında yaklaşık iki buçuk kat arttı. ABD'deki elektrikli araç satışı da 2021 yılının ilk yarısında bir önceki yılın aynı dönemine göre yaklaşık iki kat artış gösterdi. 

Gelelim lityum ile elektrikli araç ilişkisine. Elektrikli araçların olmazsa olmazı şarj edilebilir piller. Bu araçların üretiminde en fazla kullanılan pil türü ise lityum-iyon piller olarak karşımıza çıkıyor. İlk olarak dizüstü bilgisayarlar ve tüketici elektroniği ürünlerinde yaygın olarak kullanılan lityum-iyon pillerin insanlara sağlamış olduğu büyük faydanın bir göstergesi olarak, 2019 yılında kimya dalında Nobel ödülü lityum-iyon pilinin geliştirilmesine katkıda bulunan bilim insanlarına takdim edildi. Elektrikli araçlarda bu tür pillerin tercih edilmesinin ana sebepleri enerji depolanmasının kolay olması, düşük deşarj oranı, maliyetinin düşük olması ve diğer pillere göre daha hafif olmaları olarak sıralanabilir. Elektrikli araçlara yönelik artan talep de dikkate alındığında, lityum önümüzdeki dönemde kritik öneme sahip madenler arasında en fazla talep artışının yaşanacağı madenlerin başında geliyor. Bu arada, elektrikli araçlarda kullanılacak pillerin daha uygun maliyetli, enerji bakımından daha verimli ve geri dönüşümü mümkün olacak şekilde üretimi ile ilgili çalışmalar da devam ediyor.

Çin, dünya lityum-iyon pili üretiminin hakimi konumunda. 2020 yılında toplam lityum-iyon pil üretiminin yaklaşık % 80'i Çin'de gerçekleşti. Avrupa ülkelerinin bu alandaki üretim kapasitelerini hızla artıracağı ve 2025 yılında toplam dünya üretiminden dörtte bir oranında pay alacakları tahmin ediliyor. ITC Trademap verilerine göre 2020 yılında 8507.60 no'lu Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu'nda (yani “lityum iyonlu akümülatörler” olarak) gerçekleşen uluslararası ticaret hacmi bir önceki yıla göre % 28,4 artış ve 44 milyar dolar ile rekor seviyeye ulaştı. Bu GTİP ile en fazla ihracat yapan ülke olan Çin'in toplam dünya ihracatı içinde aldığı pay ise %35,6 olarak gerçekleşti. Çin'i % 10,9 ile Güney Kore ve % 10,3 ile Polonya takip etti. Verilere göre ithalatta ise başı Almanya çekiyor. 2020 yılında Almanya'nın toplam dünya ithalatı içindeki payı yaklaşık % 15,9 olarak gerçekleşti. Almanya'yı %12 ile ABD ve %8,8 ile Çin takip ediyor. 

Önümüzdeki on yıllık dönemde Çin'in dünyanın en büyük lityum-iyon pil üreticisi konumunu koruması bekleniyor. Bu dönemde Japonya, Güney Kore, ABD, Macaristan, Almanya, Polonya, İsveç, Fransa, İngiltere, Tayland ve Endonezya da lityum-iyon pil üretiminde ön plana çıkabilecek ülkeler.
Teknolojik iyileştirmeler sayesinde lityum-iyon pillerin fiyatları yıllar içinde büyük oranda düştü. 2020 yılında lityum-iyon pillerin fiyatları on yıl öncesine göre % 89 oranında azalarak kilovat-saat başına ortalama 137 dolar seviyesine indi. Son beş yıllık dönemde fiyatlarda yıllık %18'lik düşüş kaydedildi. BloombergNEF raporlarına göre 2023 yılında lityum-iyon pil fiyatlarının kilovat-saat başına 100 dolar civarına inecek.

Lityum en hafif metaldir. Ayrıca çok yüksek reaktiviteye sahiptir. Bu nedenle doğada element olarak değil bileşikleri halinde bulunur. Lityum ve bileşikleri temel olarak tuzlu su rezervuarlarından ve pegmatit minerallerinden elde ediliyor. Dünyadaki bilinen toplam lityum kaynağının yaklaşık 86 milyon ton olduğu tahmin ediliyor. Dünyada en fazla lityumun bulunduğu ülke ise yaklaşık 21 milyon ton ile Bolivya. Bu ülkeyi 19,3 milyon ton ile Arjantin, 9,6 milyon ton ile Şili takip ediyor. Yıllık lityum üretimi ise yaklaşık 82 bin ton. Yıllık üretimde Avusturalya yaklaşık 40 bin ton ile ilk sırada yer alırken, bu ülkeyi 18 bin ton yıllık üretimle Şili ve 14 bin ton yıllık üretimle Çin izliyor. Ayrıca lityumun yeni ve potansiyel olarak daha çevre dostu tekniklerle elde edilmesine yönelik çalışmalar üzerine odaklanılmış durumda. Lityumun elde edilmesi sürecinde yeni ve daha verimli teknolojilerin geliştirilmesi lityum tedarikinin artmasına ve fiyatların düşmesine sebep olabilir.  

Lityum madenciliğinin gelecek on yılda üç kattan fazla artış göstermesi ve yıllık ortalama üretim artışının % 13 olması bekleniyor. Şu anda dünyanın en fazla lityumunu üreten ülke olan Avusturalya'nın üretimini önümüzdeki on yılda yaklaşık üç kat artıracağı ancak su an %50 civarında olan pazar payının % 40'a düşeceği hesaplanıyor. Çünkü bu pazar hızla ısınıyor. Diğer önemli üreticilerden Şili ve Çin'in de üretimlerini iki kattan fazla artırma potansiyelleri var. ABD, Kanada, Almanya ve Sırbistan ise gelecekte önemli lityum üreticileri arasına katılacaklar.

Tüm bu artan kapasiteye rağmen önümüzdeki beş yılda mevcut lityum üretiminin artan talebi karşılamaya yetmeyeceği ve lityum fiyatlarının yükseleceği öngörülüyor. Fitch'e göre lityum karbonat fiyatı 2021 boyunca ton başına ortalama 13.450 dolar seviyesinde seyredip 2022 yılında ton başına ortalama 15.025 dolar seviyesine yükselebilir.

Türkiye'de lityumun elde edilmesi ve lityum-iyon pil üretimi alanında önemli gelişmeler yaşanıyor. Eti Maden tarafından 2020 yılı sonunda açılan lityum karbonat üretim tesisinde rafine bor üretimi esnasında ortaya çıkan sıvı atıklardan lityum üretiliyor. Üretim kapasitesi zaman içinde artırılacak olan lityum karbonat bileşiğinin şarj edilebilen pillerin üretiminde kullanılması planlanıyor. Ayrıca ASPİLSAN Enerji tarafından Türkiye'nin ilk lityum-iyon pil üretim tesisinin faaliyete geçirilmesine yönelik çalışmalar da tüm hızıyla devam ediyor.

Tüm bu gelişmeler ışığında lityuma olan ilgi giderek artıyor. Lityum madenciliği ve lityum-iyon pil üretimi alanında önemli yatırımların yapılacağı bir döneme girerken, stratejik öneme sahip bu hammaddenin artan ekonomik ve jeopolitik önemi devletlerin de dikkatini çekmiş durumda. Özellikle salgın sonrası uluslararası ilişkiler, uluslararası ticaret ve küresel yönetişim konularında son derece dinamik gelişmelerin yaşanacağı öngörülen bir dönemde lityumun ekonomi-politik alanında yeni boyutlar açması kaçınılmaz görünüyor.