İhracat Markalaşma ile Artıyor
İhracat Markalaşma ile Artıyor/ Nasıl Bir Ekonomi-26.02.2024
Tüketiciler için güven ve kaliteyi temsil eden marka olgusu ihracatçıların küresel pazarlarda güçlü bir konuma gelmesini sağlayan araçların başında geliyor. Dünya çapında tanınır bir marka oluşturmak ise kapsamlı tanıtım faaliyetleri ve yatırım gerektiren, uzun zaman alan bir süreç.
İhracatta markalaşma, bir şirketin ya da ülkenin ürünlerini uluslararası pazarlarda tanıtırken marka bilinirliği oluşturmasını ve bu sayede çeşitli avantajlar elde etmesini sağlar. Markalaşmanın sağladığı başlıca avantajları şöyle sıralayabiliriz:
- Daha yüksek kar marjları
Güçlü bir marka, ürünler için daha yüksek fiyatlar talep etme imkânı sunar. Tüketiciler, marka değerini yüksek buldukları ürünler için daha fazla ödemeye genellikle hazırdır.
- Müşteri sadakati
Markalaşma, müşteriler arasında sadakat oluşturarak onların sürekli olarak aynı markayı tercih etmelerini sağlar. Bu, uzun vadede istikrarlı satışlar ve gelir akışı anlamına gelir.
- Pazarlama ve reklam etkinliği
Güçlü bir marka, pazarlama ve reklam çalışmalarının daha etkili olmasını sağlar. Marka bilinirliği yüksek ürünler, potansiyel alıcılar tarafından daha kolay tanınır ve hatırlanır.
- Rekabet avantajı
Markalaşma, rakipler arasında farklılaşma sağlar. Güçlü bir marka imajı, benzer ürünler arasında tercih edilme olasılığını artırır.
- Pazar erişimi ve genişlemesi
Güçlü bir marka, yeni pazarlara girişte avantaj sağlar. Marka bilinirliği, yeni coğrafyalarda tüketicilerin güvenini kazanmada önemli bir rol oynar.
- Daha iyi müşteri algısı
Markalaşma, ürün ve hizmetlerin kalitesi hakkında olumlu bir algı oluşturur. Güçlü bir marka, ürünlerin kalitesi ve güvenilirliği konusunda tüketicilerin zihninde olumlu bir imaj yaratır.
- Risk yönetimi
Ekonomik dalgalanmalar veya kriz durumlarında, güçlü markalar daha az zarar görme eğilimindedir. Tüketiciler, bilindik ve güvendikleri markalara yönelirler.
- Uluslararası prestij
Başarılı bir markalaşma stratejisi, şirketin uluslararası alanda tanınmasını ve prestij kazanmasını sağlar. Bu durum, iş ortaklıkları ve yatırımlar için yeni fırsatlar yaratır.
Ülkemizde son yıllarda bu alanda önemli bir farkındalık oluşmuş durumda. Özellikle 2004 yılında başlatılan, dönemin Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'in isim ve fikir babası olduğu Turquality ve Marka Destek Programı ile ihracatçılarımızın markalaşma süreci hız kazandı. Katma değerli, teknolojik ve yenilikçi bir ihracat atağı için başlatılan bir proje olan Turquality programı, Türkiye'nin markalaşma ve uluslararası arenada rekabet gücünü artırma amacıyla uyguladığı, dünya ölçeğinde de örnek teşkil edecek önemli bir destek unsuru olma özelliğini devam ettiriyor. Program dahilinde sağlanan destek türlerinin başında reklam, pazarlama, tanıtım, fuar katılım, istihdam, danışmanlık ve yurt dışı birim destekleri geliyor. Ayrıca patent, faydalı model, endüstriyel tasarım tescili ile yurt dışı marka tescil, yenileme, koruma, pazara giriş belgesi, ruhsatlandırma ile klinik test işlemleri, pazar araştırması çalışması ve raporları için de destek veriliyor.
Ülkemizin ekonomik kalkınma yolculuğunun merkezinde yer alan ihracatımızın gelişimi için markalaşmaya yönelik düzenlenen faaliyetler kapsamında İstanbul Teknik Üniversitesi'nde geçtiğimiz haftalarda düzenlenen "Uçtan Uca Turquality ve Marka Uzmanlık Vizyon Programı" açılış oturumunda Ticaret Bakanımız Prof. Dr. Ömer Bolat'ın Türkiye'nin dış ticareti ve Turquality Programı ile ilgili paylaştığı bilgiler ise oldukça dikkat çekici. Yazımda, Sayın Bakanımızın konuşmalarından aldığım bazı notları paylaşmak istiyorum.
Turquality ve Marka Destek Programı kapsamında sağlanan destek tutarı ve bu destekten yararlanan firma sayısı yıllar içinde belirgin bir artış kaydetmiş durumda. 2023 yılında 182 firma ve 198 marka Turquality Destek Programı kapsamında, 108 firma ve 111 markası ise Marka Destek Programı kapsamında olmak üzere, toplamda 290 firma ve 309 marka desteklenmiş. 57 firma ve 59 marka hizmet ihracatı Turquality Programı kapsamında desteklenirken, 27 firma ve 27 marka ise E-Turquality Programı kapsamında destek almış. Program kapsamında sunulan destekler ile asıl olarak hedeflenen, ihracatçılarımızın uluslararası alanda tanınır markalara sahip olması ve bu sayede ülke ihracatımıza pozitif katkı sağlanması. Ülkemiz ihracatının yaklaşık yüzde 13'lük kısmı Turquality ve Marka Destek Programı'nda yer alan ihracatçılarımız tarafından gerçekleştiriliyor. Söz konusu desteklerin de katkıları ile ülkemizde orta yüksek ve yüksek teknoloji ürün ihracatımızın payı %40'a yükseldi.
Ülkemizin ihracatının artması, cari açığın kapanması ve ihracattaki katma değerli ürün payının yükselmesinde markalaşmaya yönelik programlar önemli bir rol oynuyor. 2023 yılının son döneminde ihracatta yaşanan artış, 2024 yılı ocak ayı itibariyle devam etti. Bu dönemde ithalatta düşüş görüldü. Bu eğilimin devam etmesi durumunda dış ticaretin cari açığın azaltılmasına katkı vermesi söz konusu olacak. 2023 yılını 255,8 milyar dolar ihracat ile tamamladık. 2024 yılının ilk ayı itibariyle son 12 aylık ihracatımız 256,5 milyar dolar ile rekor seviyeye ulaştı. Bu dönemde dünya ticaret hacminin gerilemiş olduğu, en önemli ihracat pazarımız Avrupa Birliği'nin ekonomik sorunlar yaşadığı düşünüldüğünde, bu önemli bir başarı. Diğer yandan Türkiye'nin küresel ihracattan aldığı paydaki artış sürüyor. 2023 yılının üçüncü çeyreğinde yıllıklandırılmış ihracatımız küresel ihracattan yaklaşık yüzde 1,06 pay aldı. 2028 yılına kadar bu oranın yüzde 1,3 seviyesine çıkarılması hedefleniyor. İhracatçılarımızın uluslararası marka olma yolunda atacakları her adım bizi bu hedefe daha da yakınlaştıracak. Markalaşma programları ise bu süreçte ihracatçılarımıza destek olmaya devam edecek.
Son söz olarak, ihracatta markalaşma, sadece kısa vadeli satış artışlarına değil, aynı zamanda uzun vadeli stratejik avantajlara odaklanır. Bu nedenle, ihracat yapmayı planlayan şirketler için marka stratejilerini geliştirmek ve uygulamak önemli bir yatırımdır.