Avrupa Birliği Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü
AB Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü Direktifi Nedir?
AB Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü Direktifi kısaca, Avrupa Komisyonu tarafından işletmelerin çevresel ve sosyal etkilerinden yalnızca operasyonlarında değil, aynı zamanda tedarik zincirleri boyunca da sorumlu tutulmalarını sağlamak için önerilen bir düzenleme olarak tanımlanabilmektedir. Direktif, şirketleri eylemlerinden daha sorumlu hale getirerek şeffaflığı teşvik etmeyi ve nihayetinde sürdürülebilir küresel ekonomiye katkıda bulunmayı hedeflemektedir.
Direktif ne zaman önerildi ve ne zaman yürürlüğe girdi?
Avrupa Komisyonu küresel tedarik zincirlerinde kurumsal faaliyetlerin özen yükümlülüğünün tesis edilmesine yönelik AB yasal çerçevesini ortaya koyan Direktif taslağını 23 Şubat 2022 tarihinde yayımlamıştı.[1] Avrupa Konseyi, 1 Aralık 2022'de genel tutumunu belirlemişti. Taslağa ilişkin Avrupa Parlamentosu pozisyonu, 1 Haziran 2023 tarihinde onaylandı Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü Direktifi 5 Temmuz 2024 tarihli AB Resmi gazetesinde yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Mevzuatın, yürürlüğe girdikten sonra iki yıl içinde üye ülkeler tarafından ulusal mevzuata aktarılması gerekmektedir.[2]
Direktifin temel amacı nedir?
Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü Direktifi ile küresel değer zincirleri boyunca sürdürülebilir ve sorumlu kurumsal davranışı teşvik etmek amaçlamaktadır. Direktifinin ana hedefleri, çocuk işçiliği ve işçiliğin sömürülmesi, insan hakları, ormansızlaşma ve çevre kirliliği gibi konular olarak belirtilmektedir. Şirketlerin, insanlar ve gezegen üzerinde yaratabilecekleri olumsuz etkileri belirlemek, önlemek ve azaltmak için kapsamlı bir durum tespiti yapmaları gerekecektir. Sadece tedarikçileri değerlendirmek yeterli olmayacaktır. Satış, dağıtım, nakliye, depolama, atık yönetimi ve diğer alanları içeren değer zinciri ortaklarının etkisini izlemek ve değerlendirmek de şirketlerin sorumluluğu kapsamında olacaktır.
Direktifin beklenen faydaları nelerdir?
Yeni kuralların faydaları vatandaşlar, şirketler ve gelişmekte olan ülkeler için üç ayrı başlıkta değerlendirilmektedir. Vatandaşlar için faydaları işçi hakları da dahil olmak üzere insan haklarının daha iyi korunması, mevcut ve gelecek nesiller için daha sağlıklı çevre, işletmelere olan güvenin artması, mağdurlar için adalete daha iyi erişim olarak sıralanmaktadır. Şirketler için faydaları ise kısaca yasal kesinlik ve eşit şartlar yaratarak AB'de uyumlaştırılmış yasal çerçeve sağlaması, şirketlerin çevre ve insan hakları konusunda yarattıkları olumsuz etkinin daha fazla farkına varması ve daha iyi risk yönetimi olarak ifade edilebilmektedir. Gelişmekte olan ülkelere faydalarıysa çevre ve insan haklarının daha iyi korunması, sürdürülebilir yatırım ve sürdürülebilirlikle ilgili iyileştiriliş uygulamalar, uluslararası standartların benimsenmesi ve artmasıyla birlikte insanlar için iyileştirilmiş yaşam koşulları sağlaması olarak değerlendirilmektedir.
Şirketlerin direktif kapsamında yükümlülükleri neler olacaktır?
Kurumsal özen yükümlülüğü kurallarına uymak için şirketlerin yapması gerekenleri durum tespitini politikalara entegre etmek, mevcut veya olası olumsuz insan hakları ve çevresel etkileri belirlemek, olası etkileri önlemek veya azaltmak, fiili etkileri sona erdirmek veya en aza indirmek, bir şikâyet prosedürü oluşturmak ve sürdürmek, durum tespiti politikası ve önlemlerinin etkinliğini izlemek ve durum tespiti konusunda kamuya açık iletişim kurmak olarak sıralayabiliriz. Ayrıca şirketler, küresel ısınmayı 1,5° ile sınırlamak için bir geçiş planı uygulamak zorunda kalacaklar.
Yükümlülüklere uymayan şirketlere ne olacaktır?
Uyumlu olmayan şirketler zararlardan sorumlu olacak. Ulusal denetim makamları tarafından bu şirketlere yaptırım uygulanabilecektir. Yaptırımlar, “adını karalama”, bir şirketin mallarını piyasadan çekme veya dünya çapındaki net cirosunun %5'ine varan para cezaları gibi önlemleri içermektedir. Kurallara uymayan AB dışı şirketler, AB'de kamu alımlarından men edilebilecektir. Kabul edilen metne göre, yeni yükümlülükler şirketin büyüklüğüne göre 3 veya 4 yıl sonra geçerli olacaktır. Daha küçük şirketler, yeni kuralların uygulanmasını bir yıl daha erteleyebilecektir.
Avrupa Birliği içerisinde benzer yasa örnekleri var mıdır?
Fransa ve Almanya gibi bazı üye devletler, özen yükümlülüğü ile ilgili ulusal kuralları zaten uygulamaya koymuştu. Fransa 2017 yılında özen yükümlülüğü yasasını kabul ederek dünyada çapında bu adımı atan ilk ülke olmuştu. Norveç de iş şeffaflığı, insan hakları ve insana yakışır çalışma koşulları hakkında bir yasa yürürlüğü koymuştur. Avusturya, Belçika, Finlandiya, Lüksemburg ve Hollanda için ise siyasi süreç devam ediyor. Hollanda 2019 yılında benzer bir yasa yürürlüğe koymuştu ama yasa şimdilik sadece çocuk hakları ve işçiliğini içermektedir. Ülkelerin farklı yaklaşımları yönergenin pratikte nasıl uygulanacağı konusunda soru işaretleri bırakmaktadır.
Direktif hangi şirketleri kapsayacak?
Direktifin hangi şirketlerin kapsayacağı konusunda Parlamento Komisyonun önerisini genişletme yönünde görüş bildirmişti. Komisyon taslağına göre birinci grup 500'den fazla çalışanı ve dünya çapında 150 milyon Euro'dan fazla net cirosu olan tüm AB limited şirketlerini kapsamaktaydı. Avrupa Parlamentosu ise Komisyon taslağından farklı olarak ana merkezi AB olan şirketlerin kapsama alınmasını istemişti. İkinci grup ise birinci gruptaki eşikleri karşılamayan ancak 250'den fazla çalışanı ve dünya çapında 40 milyon Euro'luk net cirosu olan, belirtilen yüksek etkili sektörlerde (giyim, hayvan, ormancılık, yiyecek ve içecek, fosil yakıtlar ve metallerin çıkarılması) faaliyet gösteren diğer limited şirketleri kapsamaktaydı. Yayımlanan metine göre direktifte yer alan yükümlülüklerin kademeli olarak ve aşağıdaki eşik değerler esas alınacak olup, ilk taslakta yer alan tekstil, gıda ve madencilik gibi öncelikli sektörlerde düşük eşik değer uygulanması ayrımı kaldırılmıştır. Buna göre kapsama girecek şirketler aşağıdaki gibi olacaktır:
Metnin kabul edilmesinden 3 yıl sonra (26 Temmuz 2027'den itibaren):
- 5.000'den fazla istihdam ve dünya çapında net cirosu 1,5 milyar Euro'yu aşan AB (ana) şirketleri
- Avrupa Birliği'nde net cirosu 1,5 milyar Euro'nun üzerinde olan, AB dışı (ana) şirketler
Metnin kabul edilmesinden 4 yıl sonra (26 Temmuz 2028'den itibaren):
- 3.000'den fazla istihdam ve dünya çapında net cirosu 900 milyon Avro 'nun üzerinde olan AB (ana) şirketleri
- Avrupa Birliği'nde net cirosu 900 milyon Euro'nun üzerinde olan, AB dışı (ana) şirketler
Metnin kabul edilmesinden 5 yıl sonra (26 Temmuz 2029'dan itibaren):
- 1.000'den fazla istihdam ve dünya çapında net cirosu 450 milyon Euro'nun üzerinde olan AB (ana) şirketleri
- Avrupa Birliği'nde net cirosu 450 milyon Euro'dan fazla olan AB dışı (ana) şirketler
Avrupa'nın önde gelen 25 iş dünyası çatı kuruluşu tarafından, 5 Kasım 2024 tarihinde Avrupa Komisyonu'na yönelik Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü Direktifi hakkında ortak bir mektup yayınlanmıştır.
Bu kapsamda, AB'nin ekonomik rekabet gücü ve sürdürülebilirlik hedefleriyle uyumlu olmasını sağlamak üzere anılan Direktif'in sadeleştirilmesi için Komisyon'a çağrıda bulunan kuruluşlar tarafından, şirketlerin sürdürülebilirlik ilkelerini desteklemekle birlikte, Direktifin karmaşık oluşu, gerekliliklerinin rekabet dezavantajı riski yaratabileceği ve mevzuat açısından yük oluşturabileceği vurgulandığı belirtilmektedir.
Söz konusu ortak metinde, önerilen eylemler aşağıdaki şekilde özetlenebilmektedir:
- Draghi Raporu bulgularına da atıf yapılarak, Direktifin, kapsamlı bir rekabetçilik analizine tabi tutulması, böylece yük oluşturacak kısımlarının tespit edilmesi, sanayi görüşünün alınması ve üye devletler arasında tutarlı bir uygulama sağlanması;
- Rehber dökümanların, zorunlu uygulama tarihinden iki yıl önce yayınlanması ya da geçiş dönemlerinin uzatılması;
- Pazar farklılaşmasının önüne geçilmesini teminen ulusal uygulamalar arasında uyumun sağlanarak tek pazarda rekabetçiliğin korunması.[BA1]
Direktifin küçük ve orta ölçekli işletmelere (KOBİ) etkisi ne olacak?
KOBİ'ler direktif kapsamında doğrudan yer almasa da büyük şirketlerin tedarikçisi veya alt sağlayıcısı olarak bu düzenlemelerden etkilenmeleri beklenmektedir. Bu, KOBİ'lerin sürdürülebilirlik ve insan hakları konusunda daha yüksek standartlara uyum sağlamalarını gerektirebilir. Ancak, bu durum aynı zamanda KOBİ'ler için daha sürdürülebilir iş modelleri benimsemeleri ve uluslararası pazarlarda rekabet avantajı elde etmeleri için bir fırsat sunabilir. [3]
[1] https://ticaret.gov.tr/dis-iliskiler/yesil-mutabakat/ab-dongusel-ve-surdurulebilir-sanayi-politikalari/kurumsal-surdurulebilirlik-ozen-yukumlulugu
[2] https://ticaret.gov.tr/dis-iliskiler/yesil-mutabakat/ab-dongusel-ve-surdurulebilir-sanayi-politikalari/kurumsal-surdurulebilirlik-ozen-yukumlulugu
[3] https://ticaret.gov.tr/dis-iliskiler/yesil-mutabakat/ab-dongusel-ve-surdurulebilir-sanayi-politikalari/kurumsal-surdurulebilirlik-ozen-yukumlulugu
[BA1]Bu 3. Madde mi anlaşılmıyor akışta