DTÖ 13. Bakanlar Konferansı
DTÖ 13. Bakanlar Konferansı/ Nasıl Bir Ekonomi-11.03.2024
Dünya Ticaret Örgütü'nün (DTÖ) 13. Bakanlar Konferansı, 26 Şubat- 2 Mart tarihleri arasında Birleşik Arap Emirlikleri'nin başkenti Abu Dabi'de düzenlendi. DTÖ'nün en üst karar merci olan Bakanlar Konferansı, küresel ticaret sistemini şekillendiren kuralları gözden geçirmek ve güncellemek amacıyla tüm üyelerin bakanlarını ve yetkililerini düzenli olarak iki yılda bir araya getiriyor. Küresel ticaret politikalarının geleceğinin tartışıldığı konferans esnasında, 160'tan fazla ülkenin Bakan ve bürokratlarının yanı sıra uluslararası kuruluşların ve sivil toplum kuruluşlarının da yer aldığı panel, seminer gibi pek çok yan etkinlik de gerçekleştirildi. 2 Mart'ta Abu Dabi Deklarasyonu'nun kabul edilmesiyle sona eren 13. Bakanlar Konferansı'nda, DTÖ üyesi ülkelerin yetkilileri arasında yaklaşık bir hafta süren yoğun müzakerelerin ardından alınan kararlar dünya ticaretini yakından ilgilendiriyor.
Bir bölümünü yerinde takip etme fırsatı bulduğum Bakanlar Konferansı'nda alınan kararlar arasında öne çıkan ilk husus, Anlaşmazlıkların Halli Mekanizması ile ilgili. Yapılan müzakereler sonucunda Anlaşmazlıkların Halli Mekanizması'nın reformuna yönelik karar alındı. İlgili kararda, 2024 yılı sonuna kadar tüm üyeler için kapsamlı, etkili ve erişilebilir bir sistem kurulması amaçlandığı belirtiliyor. Bu kapsamda Temyiz Organı ile ilgili sorunlar başta olmak üzere, süreçte yaşanan zorlukların kapsayıcı ve şeffaf biçimde ele alınması zaruret arz ediyor.
Diğer yandan, en az gelişmiş ülkelerdeki üreticilerin küresel tedarik zincirlerine daha kolay erişim sağlamalarına yardımcı olmak amacıyla DTÖ Sağlık ve Bitki Sağlığı (SPS) Önlemleri ile Ticarette Teknik Engeller (TBT) Anlaşmaları kapsamında özel ve lehte muamele (special and differential treatment) hükümlerinin etkin uygulanmasına dair bildiri yayınlandı. Uluslararası ticaretteki tarife dışı engellerin önemli bir kısmını oluşturan bu tedbirler, en az gelişmiş ülkeler için bir dezavantaj oluşturuyor. Bildiride özel ve lehte muamele hükümlerinin daha kesin, etkili ve işlevsel hale getirilmesi için gelişmekte olan ülkeler ile en az gelişmiş ülkelerde kapasite inşasının rolü vurgulandı. Eğitim ve teknik yardım konularının geliştirilmesine, DTÖ bünyesinde ilgili komitelerdeki özel ve lehte muamele hükümlerinin tam uygulanabilmesine yönelik çalışmaların devam etmesine ve ilerlemelerin raporlanmasına ilişkin kararlar da kabul edildi.
Üye ülkeler, e-ticaret konusunda gümrük vergisi moratoryumunu iki yıl daha uzatma konusunda mutabık kaldılar. Bu durum, dijital ürün ve hizmet ticaretinin önümüzdeki iki yıl boyunca gümrük vergisinden muaf kalacağı anlamına geliyor. Bakanlar ayrıca, Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Anlaşması (TRIPS) çerçevesinde ihlale dayalı olmayan (non-violation) ve duruma (situation) dayalı şikayetlerin kapsam ve modalitelerine ilişkin incelemenin devam edilmesi ve bir sonraki Bakanlar Konferansı'na kadar öneri sunulmasına yönelik kararları da kabul etti. Söz konusu süre içerisinde DTÖ Üyeleri TRIPS kapsamında bu tür şikayetlerde bulunamayacak.
2017'de başlatılan Hizmet Ticaretinde Ulusal Düzenlemeler Ortak Girişimi (Joint Initiative on Services Domestic Regulation) kapsamında dünya hizmet ticaretinin %92'sinden fazlasını gerçekleştiren 72 üye ülke, hizmet ticaretini basitleştirecek yeni kurallara uyum taahhüdü konusunda adım attı. Söz konusu yeni kuralların sertifikasyonunu tamamlayan ülke sayısı 52 iken, önümüzdeki günlerde sayının artması bekleniyor. Yeni kurallar sayesinde dünya çapında ticaret maliyetlerinde 125 milyar doların üzerinde bir azalış olacağı tahmin ediliyor.
Öte yandan, Komorlar ve Doğu Timor'un DTÖ üyeliği onaylandı. Ulusal yasama organlarında Prokollerinin onaylanması ve DTÖ'ye kabul enstrümanlarını sunmalarını müteakip 30 gün sonra resmi olarak DTÖ üyesi olacaklar ve örgütün toplam üye sayısı 166'ya yükselecek. Bu sayede Komorlar ve Doğu Timor, toplam dünya ticaretinin yaklaşık %98'ini gerçekleştiren DTÖ üyesi ülkeler ile tercihli koşullarda ticaret yapabilecek, DTÖ anlaşmalarının izlenmesi ve müzakere süreçlerinde katılımcı olarak yer alabilecek.
Konferansta öne çıkan diğer başlıklar arasında, yatırımların kolaylaştırılmasına yönelik taahhütlerin yayınlanması, sürdürülebilir kalkınmanın ekonomik, sosyal ve çevresel boyutta gerçekleştirilmesi, Covid-19 ve gelecekteki pandemiler için etkili çözümler geliştirilmesi konusunda çalışmaların sürdürülmesi hususları yer aldı.
DTÖ'nün tarım uygulamaları konusunda ise yoğun müzakerelere rağmen, üyeler arasında devam eden görüş ayrılıkları nedeniyle uzlaşma sağlanamadı. Diğer taraftan, yasadışı, kayıt dışı ve düzenlenmemiş balıkçılık ile ilgili olarak sübvansiyon verilmesini yasaklayan Balıkçılık Sübvansiyonları Anlaşması bir önceki Bakanlar Konferansı'nda imzalanmıştı. Bu anlaşma, odağında sürdürülebilirlik olan ilk DTÖ anlaşması olarak kayıtlara geçmişti. Toplam 71 üye ülke anlaşmayı onayladığını duyurdu.
Bu yılki Bakanlar Konferansı'nda özel sektör ve sivil toplumun katılımı da dikkat çekiciydi. Organizasyon sırasında düzenlenen birçok yan etkinlikte kamu kuruluşları, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları biraraya gelme fırsatı yakaladılar. Konferans süresince yapılan ikili görüşmelerde, uluslararası ticari ve ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi hususunda fikir alışverişinde bulunuldu. Etkinlikler kapsamında, (İMMİB) İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri de, Uluslararası Sürdürülebilir Kalkınma Enstitüsü (International Institute for Sustainable Development - IISD) tarafından düzenlenen Ticaret ve Sürdürülebilirlik Merkezi'nde “Düşük Karbon Çağında Yol Belirleme: Gelişmekte Olan Ülkelerin Çelik Sanayisinin Karşılaştığı Zorluklar ve Fırsatlar” başlıklı bir oturum düzenledi. Panel oturumunda gelişmekte olan ülkelerin -AB'nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması kapsamına alınan öncelikli enerji yoğun sektörlerden olan- çelik endüstrisinin düşük karbonlu ekonomiye geçişte karşılaştığı belirsizlikler ve fırsatlar değerlendirildi.
Alınan kararları değerlendirdiğimizde, 13. Bakanlar Konferansı'nda üye ülkelerin ticaret kurallarının iyileştirilmesine yönelik olumlu yönde çaba sarfedildiğini söyleyebiliriz. Öte yandan, kuruluşunun üzerinden yaklaşık 30 yıl geçen DTÖ'nün 21. yüzyılın sorunlarına kalıcı çözümler üretebilecek bir yapıya kavuşabilmesi için önemli bir reform yapılması gerekiyor. DTÖ'nün en yüksek karar alma organı konumunda bulunan ve küresel ticaret politikasının gündeminin belirlenmesinde önemli rol oynayan Bakanlar Konferansı'nın 14.'sü 2026 yılında Kamerun'da düzenlenecek. Bu yıl düzenlenen konferansta alınan kararların iki yıl sonra gerçekleşecek bir sonraki toplantıya kadarki dönemde dünya ticaretine olacak etkisini hep birlike takip edeceğiz.