Yazımın başlığı, Prof Jagdish Sheth'in 2005 yılında “Çin ve Hindistan Yükseliyor” adlı kitabından alıntı. Hindistan ve Çin dünyanın en hızlı büyüyen ve dünya ekonomisinin büyümesine en çok katkı veren ülkelerin başında geliyor. Esasen tarih sahnesinde yeniden ön plana çıkmaya başladıklarını söyleyebiliriz zira söz konusu iki ülke 1800'lü yıllara kadar dünya ekonomisinin neredeyse yarısını temsil ediyordu. Hindistan ve Çin birbiriyle de rekabet halinde ve her iki ülkenin de kendine göre avantaj ve dezavantajları mevcut. Bu yazımda sizlere Hindistan'dan bahsedeceğim.

Hindistan dünyadaki en büyük, en yüksek çeşitlilikteki ekonomilerden birine sahip ancak muazzam nüfusu nedeniyle gelir ve kişi başına düşen gayri safi milli hasıla açısından dünyadaki en fakir ülkelerden birisi. Hükümetin yaygın ekonomik rolüne rağmen büyük kurumsal teşebbüsler modern ekonomik faaliyetin birçok alanına hakim olurken, genel olarak on milyonlarca küçük tarımsal işletmeyle birlikte küçük ticaret, hizmet ve zanaat işletmeleri istihdamın büyük kısmını oluşturuyor. Hindistan bir tasarruf ülkesi olarak bilinse de Dünya Bankası harcamaların arttığını ifade ediyor. Bunun nedeni olarak harcanabilir gelirin artması gösteriliyor. Bugün Hint nüfusunun %50'si olarak ifade edilen orta gelirli hanelerin oranının 2030 yılında %80'e kadar çıkabileceği belirtiliyor. Büyüyen orta sınıfın tüketici harcamalarını yönlendirmesi bekleniyor. Hindistan son yirmi yılda ekonomik büyümeyi hızlandırma ve yoksulluğu azaltma konusunda kayda değer ilerleme kaydetmişti. 2020 karantinasında zirveye ulaşan yoksulluk oranı düşmüş olmasına rağmen iş gücü piyasaları tam olarak iyileşmediği için hala 2019 seviyelerinin oldukça üzerinde kalmaya devam ediyor.

2020 yılında Hindistan'ın toplam ihracatı 275.5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Ticaret dengesi ise ithalat lehine gelişerek 92.5 milyar dolar oldu. Hindistan'ın dünya ihracatından aldığı pay %1.6 ve 21.sırada yer alıyor.  İthalat ise 368 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. Hindistan'ın dünya ithalatındaki payı %2.1 ve 14.sırada. Hindistan'ın ihracatında ABD, Çin, BAE, Hong Kong ve Singapur ilk 5 sırada yer alıyor. Türkiye ise Hindistan'ın ihracat yaptığı ülkeler sıralamasında 22.sırada. Hindistan'ın ithalat yaptığı ilk 5 ülke Çin, ABD, BAE, Suudi Arabistan ve Irak. Türkiye ise 38.sırada yer alıyor. Türkiye'yle ticaretine baktığımız zaman, TÜİK verilerine göre Türkiye'nin Hindistan'a 2020 yılında ihracatı 890 milyon dolar, ithalatı 4.8 milyar dolar değerinde gerçekleşti. 2021'de ise bu rakamlar sıra ile 1,3 milyar dolar ve 7,9 milyar dolar oldu.

Ekonomik entegrasyonlarına baktığımızda ise Hindistan'ın Sri Lanka, Malezya, Singapur, Japonya ve Güney Kore ile serbest ticaret anlaşması (STA) bulunuyor. Bunun yanında Brunei, Kamboçya, Endonezya, Laos, Malezya, Myanmar, Filipinler, Singapur, Tayland ve Vietnam'ı içine alan ASEAN ile de STA'sı mevcut. Güney Asya STA'sı da Hindistan, Pakistan, Nepal, Sri Lanka, Bangladeş, Butan ve Maldivleri kapsıyor. Hindistan, dünyanın en büyük ticaret bloğunu oluşturan RCEP anlaşması içinde yer almıyor. İlk aşamada Anlaşma'nın kurucu üyeleri arasında yer alan Hindistan, 2019 yılında RCEP Anlaşması görüşmelerinden çekildi. Hindistan'ın Anlaşma'dan çekilmesinin ana sebebi olarak, özellikle Çin'den gerçekleşecek ithalat nedeniyle Anlaşma'nın yerel üreticilere zarar vereceği ve Anlaşmaya taraf ülkelerle Hindistan arasındaki dış ticaret açığının daha da artabileceği yönündeki endişeler olarak belirtiliyor. Diğer yandan RCEP Anlaşmasına taraf ülkeler, ilerleyen dönemde tekrar Anlaşma'ya dahil olmayı talep etmesi halinde Hindistan'ın kapsama dahil edilmesi kararını aldı.

Hindistan, ihracata yönelik yerli üretimi artırmak amacıyla son iki yıldır hem ikili hem de bölgesel birçok ortakla STA görüşmeleri yürütüyor. Yeni Delhi bu yılın ilk yarısında BAE, İngiltere ve Avustralya ile ticaret anlaşmaları imzalamayı umuyor. Hindistan ile ticaret anlaşması müzakere eden ülkeler ve bölgesel bloklar içerisinde Umman, Kanada, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi (GCC) ve Güney Afrika Gümrük Birliği de yer alıyor.

 

Hindistan ile Rusya arasında da bir süredir ticaret anlaşması müzakereleri mevcuttu. Hindistan'ın Ukrayna'yı işgalinden ötürü Rusya'yı kınamaması ve BM üyelerinin yapıcı bir yol bulması gerektiğini vurgulaması, Moskova ile uzun süredir devam eden ilişkilerinin yansımasıydı. Nitekim ben bu yazıyı kaleme alırken Hindistan'ın Rusya'nın ruble ödemeleri için SWIFT'e alternatif olarak geliştirdiği SPFS önerisini değerlendirdiği haberleri geçiyor.

ABD Ticaret Temsilcisi Katherine Tai geçen yıl Kasım ayında yaptığı iki günlük ziyarette Hindistan'dan tarım piyasasına daha fazla erişim talebinde bulunmuştu, Hintli yetkililer ise diğer konuların yanı sıra ABD'de fikri mülkiyet haklarını güvence altına almanın zorluğunu gündeme getirmişti. Hint çeliğine yönelik tarifeler, tıbbi ekipman ve ABD süt ürünlerine pazar erişimi, her iki ülkedeki tarife dışı engeller Hindistan ve ABD arasında çözüm bekleyen çeşitli ikili ticaret sorunlarından bazıları olarak belirtiliyor. İki ülkenin 24 Kasım 2021 tarihinde, OECD birinci faz yürürlüğe girene kadar veya 31 Mart 2024'e kadar (hangisi önce ise) Hindistan'ın dijital hizmetler vergisi uygulaması konusunda anlaşmaya vardığı belirtiliyor.

Hindistan-İngiltere STA müzakereleri ise 13 Ocak 2022 tarihinde resmi olarak başladı. Bazı kaynaklar tarafından, Hindistan-İngiltere ticaret anlaşmasının, tamamlanması halinde toplam ticareti 2035 yılına kadar 28 milyar sterline ve ülke çapında ücret artışını 3 milyar sterline kadar artırabileceği belirtiliyor. Anlaşmanın yiyecek ve içecekten, hizmetlere; yenilenebilir teknolojiye ve otomotive kadar çok sayıda endüstride İngiliz üreticiler için yeni bir devasa pazarın kilidinin açılması anlamına geleceği değerlendiriliyor. Birleşik Krallık'ın şu anda Hindistan tarafından viski ve otomobiller üzerinde uygulanan %150 ve %125 oranındaki ithalat vergilerinin düşürülmesi konusunda da özellikle istekli olduğu belirtiliyor.

Hindistan-BAE Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması adı verilen ikili STA için resmi müzakereler Eylül 2021'de başladı. BAE, Hindistan'ın üçüncü büyük ihracat rotası. Dolayısıyla Hindistan mücevher, tekstil ve mühendislik ürünleri gibi tüm ürünlerde gümrüksüz pazar erişimi arayışında. BAE'nin ortalama %4.6'lık gümrük vergisi ile Hindistan'ın uyguladığı ortalama %15 olan gümrük vergisinin oldukça altında kalıyor. Bu nedenle müzakerelerde Hindistan tarafından daha fazla taviz verilmesi gerekebilecek.

Hindistan ve Avustralya'nın yakında resmi olarak Hindistan-Avustralya Kapsamlı Ekonomik İşbirliği Anlaşması (CECA) olarak adlandırılacak geçici STA müzakerelerini tamamlamaları bekleniyor. Hindistan Hükümeti'nin hassas süt ve tarım ürünlerinin ticaret anlaşmasının dışında tutulacağı ve ülkede üretilmeyen ürünlere odaklanılacağı ifade ediliyor. Hindistan ve Avustralya arasındaki geçici anlaşmanın ithalat vergilerini düşürerek sınırlı sayıda ürün ve sektör için pazar erişimini genişleteceği; Avustralyalı üreticilerin Hindistan'da üretilmeyen ürünler veya Hindistan'ın bakliyat, tahıl ve yağlı tohumlar gibi arz sıkıntısı yaşadığı emtialar için pazar erişimini teşvik etmeye odaklandığı belirtiliyor. Hindistan'ın çıkarının ise tekstil, deri, değerli taşlar ve mücevherler için pazar erişimini güvence altına almakta yattığı değerlendiriliyor.

Hindistan, AB ile de sekiz yıllık bir aradan sonra 2021'in başlarında mal ve hizmetleri içeren STA müzakerelerini de yeniden başlattı. Tüm bu gelişmeler ışığına önümüzdeki yıllarda Chindia Rising kitabında bahsedildiği gibi Çin'in ardından hızla yükselen bir Hindistan profiliyle karşı karşıya olacağımızı söyleyebiliriz.