Yeşil Sözlük
Karbon emisyonu, en basit anlamda karbonun atmosfere salınması anlamına gelir. Karbon emisyonu denildiğinde akla birçok farklı tanım gelmektedir fakat karbon emisyonu aslında sera gazı emisyonundan bahsetmektir. Sera gazı emisyonları genellikle karbondioksit eşdeğerleri olarak hesaplandığından dolayı, herhangi bir küresel ısınma veya sera gazı etkisi tartışmasında genellikle “karbon emisyonu veya karbon salınımı” şeklinde adlandırılır.
Bireyler, firmalar ve toplum tarafından yapılan aktivitelerin atmosfere yaydığı karbon dioksit miktarıdır. Üretim, ulaşım, ısınma, enerji tüketimi veya satın alınan her türlü ürünün atmosfere yayılmasına neden olduğu karbon miktarını anlatmak üzere kullanılan terimdir.
Ülkemizde güncel adı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının düzenlemesi bulunmamaktadır. Kurumsal karbon ayak izini hesaplamak isteyen kuruluş GHG Protocol, PAS 2060 ve ISO 14064 uluslararası standartlarından herhangi birini kullanabilir.
Ham maddenin çıkartılması, ürünün elde edilmesi, ürünün müşteriye ulaşması için kullanılan nakliye ve ürünün ömrünü tamamlamasına kadar bütün süreçlerde atmosfere yayılan sera gazı emisyon miktarının CO2 eşdeğer cinsinden hesaplanması işlemine ürün karbon ayak izi hesaplaması denir.
Karbon ayak izi, ürünlerin ham maddesinden işlenip kullanılıp bertaraf edilmesine kadar ürünün yaşam döngüsü boyunca karbon salımına sebep olan tüm süreçlerin gözden geçirilmesiyle düşürülebilir. Bu süreç ham madde çıkarımı, işleme süreçleri, nakliye, tedarik zinciri boyunca dolaylı olarak karbon salımı gerçekleştiren tüm aşamaları kapsamaktadır. Söz konusu aşamalarda enerji kullanımının azaltılması, kullanılan enerjinin fosil yakıt yerine yenilenebilir kaynaktan elde edilmesi, bir ürünün farklı şekillerde yeniden kullanılması, mümkün mertebe bertaraf edilecek atık çıkarılmaması önemlidir.
Karbon dioksit (CO2), Metan (CH4), Nitröz Oksit (N2O), Hidroflorür karbonlar (HFCs), Perfloro karbonlar (PFCs), Sülfürhekza florid (SF6) gibi gazlarından oluşan ve atmosferde ısı tutma özelliğine sahip bileşiklere sera gazı denir. Bu gazların atmosfere verilen miktarına sera gazı emisyonu denir.
Küresel ısınma insan faaliyetlerinden (özellikle fosil yakıt kullanımından) ötürü endüstriyel dönemden (1850-1900) beri gözlemlenen dünyanı iklim sisteminin uzun vadede ısınmasıdır. IPCC'nin 2007 yılında yayımlanan 4. Değerlendirme Raporunda küresel ısınmanın tartışmasız bir gerçek olduğu; sera gazı emisyonlarının önemli ölçüde azaltılmasında geç kalınırsa iklim değişikliğinin ağır etkilerinin olacağı ve dolayısıyla küresel emisyonların acilen hızlı bir şekilde azaltılması gerektiği vurgulanmıştır.
İklim değişikliği uzun dönemde ortalama hava koşullarında meydana gelen değişikliktir. Küresel ısınma ile eş anlamlı olarak kullanılsa dahi aralarında fark bulunmaktadır. İklim değişikliği ile doğa ve insan kaynaklı ısınma ve gezegenimiz üzerindeki etkileri kastedilmektedir.
İklim değişikliğinin etkileriyle mücadele etmek, fayda sağlamak ve etkileri yönetebilmek için stratejilerin güçlendirilmesi, geliştirilmesi ve uygulanması sürecidir.
Uyum etkinliklerinin eşgüdümüne katkıda bulunmak amacıyla hazırlanan; ülkelere özgü etkilerin saptanması, farklı kurumların ve idari araçların devreye sokulmasının yanı sıra, iş dünyası ve sivil toplum aktörlerinin de geniş katılımıyla ulusal, yerel ve bölgesel düzeyde iklim değişikliğine uyum faaliyetlerini içeren ve yönlendiren politika belgesidir.
2012 yılında yayınlanan İklim Değişikliğine Uyum Stratejisi ve Eylem Planı su kaynakları yönetimi, tarım sektörü ve gıda güvencesi, afet risk yönetimi, ekosistem hizmetleri, biyolojik çeşitlilik ve ormancılık ve insan sağlığı sektörlerini içermektedir.
İDEP'in genel amacı, sera gazı emisyonlarını sınırlandırmaya yönelik ulusal koşullara uygun eylemler belirleyerek iklim değişikliği ile mücadele edilmesi, iklim değişikliğinin etkilerinin yönetilerek dayanıklılığın artırılması ve böylece Türkiye'de iklim değişikliği ile mücadele ve uyumun teşvik edilmesidir. Plan 2011-2023 yıllarını kapsamaktadır.
Kyoto Protokolü'nün Ek-A listesinde yer alan sektörler ile BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin (BMİDÇS) İklim Değişikliği Ulusal Bildirim raporlama formatında yer alan sektörler esas alınarak oluşturulan İDEP'te Enerji, Binalar, Ulaştırma, Sanayi, Atık, Tarım, Arazi Kullanımı ve Ormancılık, Sektörler Arası Ortak Konular ve Uyum başlıkları altında hedef ve eylemler bulunmaktadır
Antropojenik insan kaynaklı anlamına gelmektedir. İnsanların faaliyetlerinden ötürü iklim değişikliğinde oluşan sebeplere antropojenik sebep / etki denilmektedir.
Yenilenebilir enerji, güneş ışığı, rüzgar, yağmur, gelgitler, dalgalar ve jeotermal ısı gibi karbon nötr doğal kaynaklardan elde edilebilen ve insan zaman ölçeğinde doğal olarak yenilenen kaynaklardan elde edilebilen enerjidir. Bu kaynaklar güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi, dalga enerjisi, jeotermal enerji, hidrolik enerjisi, biyokütle enerjisi olarak sıralanabilir.
Fosil yakıt hidrokarbon ve yüksek oranlarda karbon içeren doğal enerji kaynağı olup kömür, petrol ve doğalgaz başlıca örneklerdir.
Yeşil finansman terimi, doğa dostu, çevreye faydalı veya daha az zararlı ürünlerin kullanılması ve projelerin uygulanması için fınans kuruluşları tarafından uygun fırsatlar sunularak bu ürün ve projelerin finanse edilmesidir.