(COP27) 27. Taraflar Konferansı
(COP27) 27. Taraflar Konferansı - Dünya Gazetesi/ 28.11.2022
Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansı (COP27), Mısır'ın Şarm el-Şeyh şehrinde 6 Kasım 2022 tarihinde başladı ve yoğun geçen görüşmeler nedeniyle planlanan tarihten 2 gün gecikmeli olarak 20 Kasım 2022 tarihinde sona erdi. Konferansta toplam 197 ülkeden yaklaşık 35 bin katılımcı yer aldı. Gelişmekte olan ülkelere yönelik iklim fonu taahhüdü, sera gazı emisyonları azaltım planları ve iklim değişikliğine uyum gibi konular konferansın dikkat çeken gündem maddelerini oluşturdu. Rusya-Ukrayna arasındaki savaş, küresel çapta yüksek enflasyon oranları, enerji tedarik sıkıntısı gibi büyük çaplı insani ve ekonomik krizlerin yaşandığı bir dönemde gerçekleşen COP27 kapsamında önemli adımlar atıldığına dair görüşler olduğu gibi, alınan kararların iklim değişikliği ile mücadele için yeterli seviyede olmadığına ilişkin yorumlar de dile getiriliyor.
Konferansta karara varılan konular ile ilgili olarak bir taslak sonuç bildirgesi yayınlandı. Bu metinde bir önceki yıl düzenlenen COP26'da alınan birçok karar tekrar ediliyor, Paris Anlaşması ve Glasgow İklim Paktı'nda alınan kararların önemi vurgulanıyor. Ayrıca tüm taraf ülkelerin ulusal katkı beyanlarını yeniden gözden geçirmeleri ve güçlendirmeleri talebi yineleniyor. Atmosferdeki sıcaklık artışının 2 derece yerine 1,5 derece ile sınırlı kalmasının iklim değişiminin olumsuz etkilerini önemli seviyede azaltacağı belirtilerek, sıcaklık artışının 1,5 derece ile sınırlandırılması için daha fazla çaba sarf edilmesi gerektiğinin altı çiziliyor. Sıcaklık artışının 1,5 derece ile sınırlı kalabilmesi için küresel sera gazı emisyonlarında 2019 yılındaki seviyeye kıyasla 2030 yılına kadar %43 oranında azaltım yapılması gerektiği teyit ediliyor.
Konferansta alınan kararlar arasında en dikkat çekici husus gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliği sonucunda maruz kaldıkları kayıp ve zararları tazmin etmek için bir fon kurulması oldu. Afrika ülkeleri başta olmak üzere gelişmekte olan ülkeler iklim değişikliğinden kaynaklanan birçok ekonomik ve beşeri sorun ile karşı karşıya. Bu nedenle kayıp ve zararlarının karşılanması için oluşturulması planlanan bu fon tarihi bir gelişme olarak nitelendirilebilir.
Dikkat çeken bir başka husus ise; taslak metinde “kömür enerjisinin kademeli olarak azaltılmasına yönelik tedbirlerin hızlandırılması ve verimsiz fosil yakıt sübvansiyonlarının aşamalı olarak kaldırılarak rasyonalize edilmesi” ifadesinin yer almasına ve “enerji karışımında yenilenebilir enerjinin payının artırılmasının önemi” vurgulanmış olmasına rağmen, kömür başta olmak üzere fosil yakıt tüketiminin aşamalı olarak sonlandırılması çağrısının metinde yer almaması.
Konferansta ele alınan diğer bir önemli konu olarak gıda krizi ön plana çıkıyor. Özellikle Rusya-Ukrayna arasında devam eden savaşın gıda endüstrisine yönelik riskleri artırdığı bir dönemde, iklim değişikliği ile mücadelenin önemli bileşenlerinden gıda güvenliği COP27'de görüşülen konular arasında yer aldı. 275 hükümet, çok uluslu şirket, üniversite ve diğer sivil toplum örgütlerinin de çabalarıyla “yeşil tarım” uygulamaları için 8 milyar dolardan fazla bir kaynak ayrılması kararı alındı. Yeşil Tarım Fonu ile çiftçilerin ve çiftliklerin iklim değişikliği ile mücadeleye uyum sağlaması ve küresel gıda güvenliğinin artırılması amaçlanıyor.
COP27 ülkemiz açısından da önemli gelişmelere sahne oldu. Emisyon oranlarında daha önce yüzde 21 azaltım olarak belirlenmiş olan hedefin yüzde 41'e çıkarıldığı açıklandı. Bu taahhütle birlikte 2030 yılında yaklaşık 500 milyon ton emisyon azaltımı hedefleniyor. Ayrıca, en geç 2038 yılına kadar sera gazı emisyonlarının tepe noktasına ulaşacağı, o noktadan itibaren hızla 2053 yılındaki net sıfır emisyon hedefine doğru ilerleneceği ifade edildi ve Türkiye'nin İklim Değişikliği Konferansı'nın 31'incisine ev sahipliği için aday olduğu açıklandı.
28. Taraflar Konferansı COP28'in yaklaşık 1 yıl sonra 2023 yılı Kasım ayında Birleşik Arap Emirlikleri'nde düzenlenmesi planlanıyor.