Dış Ticarette Kadın
Dış Ticarette Kadın
Ticaretin her zaman büyüme ve istihdama büyük katkı sağlama potansiyeli vardır. Açık ekonomiyi benimsemiş olan ülkeler büyümeyi sürdürme noktasında daha başarılı bir performans sergilemektedirler. 1990'larda ticaret engellerinin azaltılmasıyla birlikte gelişmekte olan ülkelerde kişi başı reel gelirin üç kat hızlı büyümesi de bunu desteklemektedir. Bunun yanında ticaret, yoksulluğun bitirilmesi için gerekli olan büyümenin sağlanmasına da önemli bir katkı sağlayabilir.
Kadınların ticarete katılımı bu büyüme potansiyeline büyük bir katkı sağlayabilir. Kadınların daha iyi fırsatlara sahip olduğu ekonomiler daha rekabetçidir. Uluslararası Ticaret Merkezi'nin (International Trade Center–ITC) çalışmalarına göre kadınlar ailelerine sağlık, eğitim ve beslenme gibi alanlarda erkeklerden daha çok yatırım ve geleceğe yönelik birikim yapmaktadırlar. Bu nedenle kadınların gelirinin artırılması gelir eşitsizliğinin azaltılması hususunda doğrudan bir etkiye sahiptir.
Kadınlar küresel ekonomide büyük rol oynamaktadırlar. Uluslararası ticarete üretici, girişimci, işveren ve tüketici olarak çeşitli pozisyonlarda katkı sağlamaktadırlar. En önemli yollardan birisi de işletme sahipliği ya da yöneticiliği ile dahil olmadır. ITC verilerine göre kadınlar dünyadaki KOBİ'lerin yaklaşık 10 milyonuna sahiplerdir ve KOBİ'ler dünyadaki işlerin neredeyse %80'ini oluşturmaktadır. Bu sebeple rekabet güçlerini artırmak, iş yaratma olasılıklarını da artırmaktadır. Türkiye'de erkeklerde girişimcilik oranı %45 oranında iken kadınlarda bu oran %40 civarındadır ve kadın girişimcilerde başarıya ulaşma oranı %13 seviyelerinde kalmaktadır.
Gelişmekte olan ülkelerde kadınlar, ticaret yapan firmalarda iş gücünün yüzde 33'ünü oluştururken, ihracat yapmayan firmalarda bu oran sadece yüzde 24 oranında kalmaktadır. Ticaret ayrıca kadınlar için daha iyi işler yaratmaktadır. Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ekonomilerdeki işçilerin, daha fazla ticaret yapan veya küresel değer zincirlerine daha fazla entegre olan sektörlerde çalışıyorlarsa, kayıtlı işlerde istihdam edilme olasılıkları neredeyse yüzde 50'den daha fazladır.
Kadınlara ait işletmeler tarafından yapılan ihracatın, ABD'li işçiler için daha yüksek ücretli işlere yol açtığı gözlemlenmiştir. Kadın işletmecilere ait ihracat yapan KOBİ'lerin, ortalamada daha fazla ödediği, daha fazla ürettiği, daha fazla işçi çalıştırdığı ve daha fazla satış ortalamasına sahip olduğu da göze çarpan bir veri olmaktadır. Bir kadının iş hayatında başarılı ve ilerleme yeteneğine sahip olması ekonomik olarak güçlenmesini sağlayarak ekonomik karar alma süreçlerine daha çok dahil olmasının önünü açmaktadır.
Kurumların, sosyal normların ve toplulukların refahının şekillenmesinde aktif rol oynamaları için kadınların güçlendirilmesi zaruri görülmelidir. Kadınların ekonomik olarak güçlenmesi hane halkı kararlarını da daha çok kontrol etme hakkı tanıyacaktır. Geçtiğimiz yıl ticaret sektöründe kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesini desteklemek için kilometre taşı sayılabilecek adımlar atıldı. Müzakere edilen ve yakın zamanda yürürlüğe giren ikili ticaret anlaşmalarında cinsiyete özel hükümlere yer verildi. Uluslararası kuruluşlarda da ticaretin liderliğinde kadın temsiliyeti artmaktadır. DTÖ, Dünya Bankası ve OECD gibi kurumlar ticaret ve cinsiyet üzerine çalışmalar yayınlamaya başladılar. Sürdürülebilir büyüme ve kalkınma hedeflerine ulaşılması da, ancak kadınların sürece aktif katılımıyla mümkün olacaktır.