DTÖ Ukrayna Krizi Özet Raporu
Ukrayna Krizi:
Savaşın Dünya Ticareti ve Kalkınma Açısından Sonuçları
Yönetici Özeti
Bu çalışma, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) tarafından 11 Nisan 2022 tarihinde yayınlanan "Ukrayna Krizi: Savaşın Dünya Ticareti ve Kalkınma Açısından Sonuçları" isimli raporun İMMİB Ekonomik Araştırmalar Şubesince yapılan özet çevirisidir.
Ukrayna krizi, derin insani kriz yarattığı gibi küresel ekonomiye de ciddi ölçüde zarar vermiştir. Makroekonomik açıdan yüksek gıda ve enerji fiyatları reel geliri azaltacak ve dünya ithalat talebini düşürecektir. Rusya ve Ukrayna'nın dünya ticareti ve üretimdeki payları görece küçük olsa dahi özellikle gıda ve enerji gibi elzem ürünlerde iki ülke de önemli tedarikçidir.
İki ülkenin dünya mal ticaretindeki toplam payı %2.5; 2021 yılında dünya gayri safi yurt içi hâsılasındaki (GSYİH) toplam payı ise %1.9'dur. Diğer yandan iki ülke 2019 yılında buğday ihracatının yaklaşık %25'ini; arpa ihracatının %15'ini ve ayçiçeği ürünleri ihracatının ise %45'ini gerçekleştirmiştir. Rusya'nın tek başına dünya yakıt ticaretindeki payı %9.4; dünya doğal gaz ihracatındaki payı ise %20'ye tekabül etmektedir. Birçok ülke gıda ithalatında Rusya ve Ukrayna'ya bağımlıdır. Örneğin Mısır, Lübnan ve Tunus'un buğday ithalatının yarısından fazlası Rusya ve Ukrayna'dandır. Finlandiya (%63) ve Türkiye (%35) gibi diğer ülkeler de daha çok yakıt ithalatında Rusya'ya bağımlıdır.
Rusya ve Ukrayna aynı zamanda endüstriyel tedarik zincirlerine girdi sağlayan başlıca ülkelerdir. Rusya küresel çapta çok önemli paladyum ve rodyum tedarikçisidir. Bunlar otomotiv sektöründe katalitik konvertör ve semikondüktör üretiminde temel girdilerdir. Semikondüktör üretimi Ukrayna'nın tedarik ettiği neona da büyük ölçüde bağlıdır. Avrupa otomobil tedarik zincirinde kablo tesisatı gibi düşük teknolojili ürünler de tedarik edilmektedir. Söz konusu ürünlerin tedariklerinin uzun süre kesintiye uğraması otomobil üretimini olumsuz etkileyebilir.
Rusya ekonomisini hâlihazırda derinden etkilemiş olan yaptırımların orta ve uzun vadede neticeleri olabilir. Rusya bankalarının SWIFT sisteminden çıkarılması ve Rusya'nın döviz rezervlerini kullanımının engellenmesi, rublede keskin bir değer kaybına ve ülkenin reel gelirlerinin düşmesine neden olmuştur. Tüm bunların yanında birçok uluslararası şirket de Rusya pazarından çekilmektedir. Petrol ve gaz ihracatı yaptırımlardan henüz çok güçlü şekilde etkilenmedi lakin kriz, dünyanın yeşil enerji kaynaklarına geçişini hızlandırabilir.
Savaş ve yaptırımlar çoktandır devam etmekte olan ekonomik ilişkileri kesintiye uğratmıştır. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) ekonomistleri savaşın kısa ve uzun vadede ticarete olası etkilerini çeşitli senaryolar oluşturarak araştırmıştır. 2022'de küresel ticaret artışının %2.2 oranına gerileyeceği öngörülmektedir. Uzun vadeli etkileri ise çok daha büyük olabilir. Ticaretin jeopolitik konumlara göre bloklara bölünme riski var. Resmi bloklar ortaya çıkmasa dahi, özel sektör oyuncuları tedarik zincirlerini değiştirerek riski azaltmayı tercih edebilir. Bu ise, uzun vadede özellikle de rekabet ve inovasyonu baskılayarak GSYİH'yi yaklaşık %5 düşürebilir.
Krizin olumsuz etkilerini azaltmada ve savaş sonrası küresel ekonominin yeniden inşasında DTÖ'nün önemli rolü vardır. Pazarların açık tutulması ekonomik fırsatların tüm ülkelere sunulması açısından kritiktir. DTÖ izleme, tarafları bir araya getirme ve diğer işlevleriyle uluslararası ticaretin milyarca insana hizmeti aşamasında mühim yere sahiptir.
Küresel Makroekonomik ve Ticari Etkileri
Rusya-Ukrayna savaşı sebebiyle 2022 GSYİH tahminleri kesinlikle düşecektir. Savaş bölgesindeki üretim doğrudan azalacak, ekonomik yaptırımlar Rusya ve ticari ortaklarına maliyet çıkaracaktır. Gıda ve enerji fiyatları dünya genelinde reel geliri, tüketim ve yatırımı azaltacaktır. Bu da dünya ithalat talebini düşürecektir. Az sayıdaki gıda ve enerji ihraç eden ülke ise bu fiyat hareketlerinden fayda görebilir. Ancak birçok ülke ve küresel ekonomi için bunlar net negatiftir.
DTÖ Sekretaryasının ekonomik simülasyon modeline göre, kriz ve ilgili politikalar dünya GSYİH artışını %0.7 ila %1.3 arasında düşürebilir ve büyümenin %3.1 ila %3.7 arasında bir seviyede gerçekleşmesine sebep olabilir. Model aynı zamanda dünya ticaret büyümesinin bu yıl yarı yarıya düşebileceğini; %2.4 ila %3 arasında bir noktada gerçekleşebileceğini öngörmektedir.
Kilit sektörler dışında Rusya ve Ukrayna'nın küresel ekonomideki rolü görece küçüktür. 2021'de Rusya'nın dünya mal ihracatındaki payı %2.2 iken; dünya GSYİH'sindeki payı %1.7'dir. Ukrayna'nın ise dünya ihracatındaki payı %0.3; dünya GSYİH'sindeki payı %0.2'dir. Bölgelere göre ithalat ve ihracatlarını gösteren aşağıdaki grafiklerde görülüğü üzere, iki ülke de daha çok Avrupa ve Asya ile ticaret yapmaktadır.
Tarım ve yakıt sektörü: küresel gıda ve enerji güvenliğine risk ve etkileri
Hem Rusya hem de Ukrayna başta buğday, mısır, arpa gibi tahıl ve ayçiçeği ürünleri olmak üzere büyük tarımsal ürün ihracatçılarıdır. Karadeniz limanlarından gerçekleşen ihracatlar savaş sebebiyle ciddi şekilde kesintiye uğramıştır. 2019 BM Comtrade rakamları kullanılarak DTÖ tarafından hazırlanmış olan aşağıdaki grafikte söz konusu ürünleri ithal eden ülkelerin, ürün bazında ithalatında Rusya ve Ukrayna'nın payı gösterilmektedir. Grafikten de gözlemlenebileceği üzere özellikle ithalatlarının %50'den fazlasını Ukrayna ve/veya Rusya'dan gerçekleştiren Afrika ve Orta Doğu en kırılgan bölgelerdir.
Toplamda 35 Afrika ülkesi gıda; 22'si ise gübre ürünlerini Ukrayna, Rusya ya da her ikisinden ithal etmektedir. Birçoğu buğday gibi ana ürünler için bu iki ülkeye bağlıdır. Limanların savaş sebebiyle kapanması mevcut tahıl ihracatını; ateşkesin olmaması da çiftçilerin tarlaya gitmelerini engellemiştir. Bahar ekiminde yaşanan kesinti gelecekteki üretimi ciddi ölçüde azaltacaktır.
Mevcut fiyat artışları (buğday için %25-30, soyafasulyesi için %35) bilhassa düşük gelirliler olmak üzere net gıda ithalatçısı ülkeleri olumsuz etkileyecektir. Zira gelişmekte olan ülkelerin tüketim sepetlerinin büyük kısmını gıda ve enerji oluşturmaktadır. Mısır ve arpa gibi diğer mahsul ise daha çok hayvan yemi olarak kullanılmakta olup gıdagüvenliğine etkisi daha dolaylıdır. Ancak bu tahılların yüksek fiyatları yüksek gelirli ülkelerde yüksek hayvancılık ve et fiyatlarına sebep olacaktır.
Rusya ve Ukrayna'nın ihraç etmediği ancak ikame olabilecek mahsul fiyatları da, ülkeler tahıl ithalatındaki eksikliği gidermeye çalıştıkça artacaktır. Yıl başlangıcından beri pirincin fiyatı %12, yulafın fiyatı %8 artmıştır. Tarım sektörüne etkileri gübre fiyatlarının artmasıyla daha da kötüleşecektir zira Rusya'nın Pazar payı yaklaşık %15'tir.
Rusya gübre ihracatını keseceğini duyurdu ancak bu yasağın tüm ülkeleri kapsayıp kapsamayacağı ya da sadece aktif olarak Ukrayna'da savaşa karşı olanlara karşı uygulanıp uygulanmayacağı henüz net değil. Gübrenin ulaşılabilirliğinin azalması daha az hasat ve düşük kaliteli üründen ötürü sadece Ukrayna'daki değil tüm dünyadaki çiftçileri etkileyecektir. 2022 başında gübre fiyatları yüksek enerji fiyatları ve tedarik zinciri kırılmalarından ötürü zaten çok yüksekti.
Nakliye masraflarını artıran yüksek enerji fiyatları da yüksek gıda fiyatlarına etki edecektir. 2022 başında Brent ham petrolün varili 78 dolardan 8 martta 130 dolara yükselmiş, mart orasında ise 110 dolara gerilemiştir. Rusya dünya yakıt ticaretinin %9.4'ünü, doğal gaz ihracatının ise %20'sini gerçekleştirmektedir. Rusya yakıt ihracatına yüksek oranda bağımlı olan Avrupa ülkeleri arasında Finlandiya (%63), Türkiye (%35), İtalya (%22), Almanya (%17), Fransa (%12), Birleşik Krallık (%12) bulunmaktadır.
Gıda piyasalarındaki kesintilerin küresel gıda güvenliğine etkisi büyüktür. Arap Baharında ve diğer gıda ayaklanmalarında görüldüğü üzere gıda fiyatları derin politik istikrarsızlığa yol açabilir. Daha büyük bir trajedenin önüne geçebilmek için arzın dikkatli şekilde izlenmesi gerekmektedir.
Endüstriyel tedarik zincirlerine yönelik riskler
Rusya dünya demir ve çelik ihracatının %4.6'sını, Ukrayna ise çelik gönderiminin %2.2'sini gerçekleştirmektedir. Ukrayna enerji, tarım, havacılık ve otomobil gibi sektörlerde Avrupa tedarik zincirine kaydığı için 2014'ten beri Rusya ve Ukrayna arasındaki ticaret keskin biçimde azalmıştır (Hartog vd., 2020). Reuters'a göre otomobil firmaları Ukrayna'da 38 fabrika için 600 milyon dolardan fazla yatırım yapmıştır (Amann ve Care, 2022). Bu firmalar daha çok araçlardaki elektrik kablolarını bir arada tutan kablo tesisatı gibi görece basit girdileri üretmektedir. Tedarik zinciri entegrasyonu Ukrayna ve ticaret ortaklarını şoklara karşı kırılgan hale getirmektedir. Krizin başından beri birçok Ukrayna fabrikası kapatılmış ve kriz öncesi nakliye kesintiye uğramıştır. Birçok kargo gemisi riskten ötürü Ukrayna limanlarından diğerlerine kaymıştır (Constanta, Romanya;Trablus, Lübnan; Piraeus, Yunanistan). Ukrayna'dan girdi tedarikinin kesilmesi Almanya'daki birkaç araba fabrikasının geçici olarak durmasına sebep olurken üreticilerin üretimlerini etkilenen bölge dışına hızlıca taşıyarak uyum sağlamaları muhtemel.
Diğer yandan otomotiv ve semikondüktör sektörlerinde kullanılan bilhassa paladyum ve rodyum gibi metaller ya da neon ve kripton gibi kimyasal gazlar olmak üzere ham madde ihracatındaki durum ise biraz daha farklı olabilir. Paladyum ve rodyum katalitik konvertör üretiminde kullanılmaktadır. Rusya en büyük paladyum üreticisi olarak 2019 yılında dünya paladyum ithalatının %26'sının gerçekleştirildiği ülke olmuştur. Toplam paladyum ithalatında Rusya'nın payının yüksek olduğu ülkeler arasında Japonya (%45), ABD (%43), Güney Kore (%38) bulunmaktadır. Çin (%29) ve Almanya (%26) gibi otomobil üreten diğer ülkeler de Rusya'dan paladyum ithal edenler arasındadır.
Dünya toplam talebinin %7'sini karşılayan Rusya aynı zamanda rodyumun da ana üreticilerindendir. Rodyum talebinde Rusya'nın payı yüksek olan ülkeler arasında İtalya (%34), Güney Kore (%23) ve İsviçre (%20) bulunmaktadır. Ukrayna, ABD'nin çip üretiminde kullanıldığı lazerler için önemli olan semikondüktör neonunun %90'ından fazlasını tedarik etmektedir (Yoon, 2022). Rusya çelik üretiminin yan ürünü olan gaz ise Ukrayna'da saflaştırılmaktadır.
Hâlihazırda sektör semikondüktör krizinden toparlanmaya çalışırken, bu girdilerin arzındaki kesintiler araba üreticilerini ciddi ölçüde olumsuz etkileyebilir. 2014'te Kırım kriziyle, firmalar kaynaklarını çeşitlendirmeye ve stoklarını artırmaya başlamıştı. Sektör uzmanları alternatif tedarikçilerin Rusya ve Ukrayna ihracatındaki açığı kapatmaya yetecek kadar üretimi artırabileceğini öne sürmektedir (Nuttall, 2022).
Ülkelere ve ürünlere göre etkiler, alternatif tedarikçiler
Ülke ve ürün bazında olası etkileri göstermek üzere ithalat paylarının görselleştirildiği grafik raporun en sonunda verilmiştir. Yatay eksen bölgelere göre ülkeleri, dikey eksen ise ürün kategorilerini göstermektedir. Rusya ve Ukrayna'dan ithal edilen ürünlerin payları da renk tonlamalarıyla gösterilmektedir. Renk koyulaştıkça söz konusu ülkenin Rusya ve Ukrayna'dan gerçekleştirdiği ilgili ürünün ithalat payı artmaktadır. Bu görselleştirme aynı zamanda ülkelerin Rusya ve Ukrayna'ya bağımlılığına dair detayları göstermektedir. Söz konusu detaylı görselleştirmeden aşağıdaki öngörüler çıkarılabilir:
Krizin muhtemel doğrudan etkileri en çok tarımsal ürün ve kaynağa bağlı ürünler üzerinde görülecektir. Mamul ürünlerde ise daha az olacaktır.
Benzer şekilde Orta Asya ve Doğu Avrupa ekonomilerindeki etkisi de büyük olacaktır. Bu ülkelerin bilhassa söz konusu sektörlerdeki bağımlılığı daha derindir.
Tahıl, bitki yağı ve gübrenin yetersiz arzı birçok bölgeyi etkileyebilir.
Rusya ve Ukrayna'ya yüksek bağımlılığı olan kimi ekonomiler belirli ürünlerde sorunlarla karşılaşabilirler (örneğin Moğolistan'da demiryolu ekipmanı, Burkina Faso'da balık, Çin'de ahşap vb.)
DTÖ, küresel tedarik zincirinde tıkanıklık yaşanabilecek ürünleri tespit etmeye çabalamaktadır. Bu ürünler küçük bir grup ülke tarafından ihracatı yapılan ve yüksek coğrafi pazar yoğunlaşması olan yarı iletkenler, cep telefonları, soya fasulyeleri gibi ürünleri içermektedir. Bu ürünler arasında Rusya ve Ukrayna'nın ana tedarikçi olduğu rodyum ve ham ayçiçeği yağı bulunmaktadır. Bu ise diğer ürünler için Rusya ve Ukrayna'nın düşen arzından kaynaklanan eksikliği orta vadede alternatif tedarikçilerin giderebilmesi gerektiği anlamına gelmektedir. Ancak buna uyum zaman alır. Kısa vadede arz kesintileri, bazı ülkeleri bir süreliğine bu ürünler olmadan devam etme ya da fahiş fiyatlara katlanma zorunda bırakabilir.
Özellikle gıda ürünlerinin alternatif tedarikçileri konusunda, Rusya'nın önemli bir gübre tedarikçisi oluşu küresel anlamda tarımsal üretim üzerinde büyük etki yaratabilir. Ek olarak, diğer tahılların buğdayı ikame etmesi de genel olarak tüm fiyatları artırabilir. Neticede çiftçilerin ürün değiştirmeleri için daha az teşvik oluşacaktır. Kablo tesisatı gibi daha çok işlenmiş ürünler için üretimin yerini değiştirmek daha kolay. Zira çok uluslu şirketlerin savaştan etkilenen bölgeler dışında da fabrikaları bulunmaktadır. Aşağıdaki tabloda mevcut Pazar paylarına dayanarak seçili ürünler için alternatif tedarikçi örnekleri gösterilmektedir.
Senaryolara Göre Kriz Simülasyonu
Bu bölümde ele alınan simülasyonlar öngörüden ziyade Ukrayna krizinin etkisini farklı mekanizmalarla anlama çabası olarak görülmelidir. Bu senaryolar bazı varsayımlara dayanmaktadır. Daha ihtiyatlı şekilde varsayımlar yapılırken, bunlar büyük ölçüde belirsiz kalmaktadır ve daha fazla duyarlılık testi yapılabilir. Bu sebeple buradaki neticeler bir gösterge olarak görülmelidir. Özellikle beşinci senaryo sadece uzun vadede anlaşmazlığın devamının dünyaya artan maliyetini örneklemek amacıyla yapılmıştır. Dolayısıyla ayrışmanın gerçek maliyeti muhtemelen daha da çok olacaktır.
DTÖ Küresel Ticaret Modeli kullanarak krizin etkilerini beş senaryoda incelenmiştir. Senaryolar krize karşı alınan aksiyonlardan yola çıkmıştır. Bunlar arasındaki fark kısa ve uzun vadeli beklenen etkiler üzerinden olmuştur. Neticeler savaşın olmadığı baz senaryoya kıyasla raporlanmıştır.
İncelenen 5 senaryo:
1. Savaşın Ukrayna üzerindeki doğrudan etkileri
2. Yaptırımların Rusya üzerindeki etkileri
3. Dünya çapında toplam talep azalmasının etkileri
4. Buğday ve tahıldaki olası ihracat kısıtlamaları
5. Dünya ekonomisinin uzun vadede olası iki bloka ayrılması
Birinci senaryoda toprak ve sermaye gibi üretim faktörlerinin tahribatı söz konusudur. Krize karşılık çok uluslu şirketler tedbir almıştır. 24 Şubat'ta Ukrayna'daki fabrikalarını kapatan şirketler arasında Carlsberg, Japan Tobacco ve Coca-Cola bulunmaktadır. UPS ve FedEx de ülke içi ve dışındaki hizmetlerini durdurmuştur. Ukrayna'da kablo tesisatı üretiminde yaklaşık 6.000 kişilik istihdam yaratan Japon oto tedarikçisi Sumimoto Electric Industries Ukrayna'daki fabrikalarının operasyonlarını askıya almıştır. Emek arzı düşmüştür. 4.5 milyondan fazla göçmen Ukrayna'yı terk etmek zorunda kalmış, 6.5 milyondan fazlası da ülke içinde yer değiştirmek durumunda kalmıştır. Ukrayna içinde savaştan ciddi şekilde etkilenen bölgelerde 12.6 milyondan fazla kişi vardır. Simülasyonları uygularken çok uluslu şirketlerin kapanması ve ülkeyi büyük sayıda kişinin ülkeyi terk etmesi Ukrayna'nın önemli kısmında üretimi durdurmuştur. Bu yüzden faktör arzında %25'lik bir azalış varsayılabilir. Ticaret maliyetleri artmıştır. Avrupa'nın büyük okyanus gemileri Ukrayna'dan siparişleri durdurmuştur. Ukrayna'ya gidecek kargoların Constanta (Romanya), Trablus (Lübnan) ya da Piraeus'e (Yunanistan) yönlendirilmesi beklenmektedir. Nakliyedeki bu kesintiyi yansıtmak üzere buzdağı ticaret maliyetlerinde (iceberg trade costs) %25 artış modellenmiştir.
İkinci senaryoda birkaç bölge Rus bankalarını SWIFT'ten çıkarmıştır. Bu ise söz konusu bankaların uluslararası finansal sistemdeki operasyonlarına zarar verecektir. Özellikle kısa vadede Rusya ekonomisi bundan ciddi ölçüde etkilenecektir. Rusya kredi kuruluşlarının yarıdan fazlası SWIFT'tedir. Yaptırımların işlem maliyetlerine etkilerini tam tespit edebilmek için henüz erken olmasından ötürü ihtiyatlı tahminle %10 olarak ele alınmıştır. Bu senaryoda çifte kullanımlı ve teknolojik ürünler için ihracat kısıtlamaları da bulunmaktadır. ABD, ileri teknolojilerin Rusya'ya ihracatı için 24 Şubatta yürürlüğe giren yeni izin koşullarını duyurmuştur. Bu teknolojiler özellikle savunma, havacılık sanayi ve denizcilik sektörleriyle ilgili olup örnekleri arasında yarı iletkenler, mikroelektronikler, telekomünikasyon cihazları, lazerler, sensörler, havacılık elektroniği, denizcilik ekipmanları bulunmaktadır. Ek olarak ABD yönetimi ABD menşeili yazılım veya ekipman (yabancı doğrudan ürün kuralları) kullanarak ABD dışında üretilen teknoloji ihracatına da kısıtlamalar getirmiştir. İhracat yaptırımları kapsamlı olduğu için ihracat vergilerinde %100 artış şeklinde modellenmiştir.
Enerjiden tüketici ürünlerine ve elektroniğe kadar dünyanın en büyük markaları Rusya'daki operasyonlarını durdurmaya devam etmektedir. Sony PlayStations, Uniqlo, McDonald's, Coca-Cola, Starbucks gibi Batılı büyük firmalar Rusya'yı boykot etmektedir. Rusya'nın en büyük yabancı yatırımcısı, petrol ve gaz devi BP 27 Şubat'ta devlet kontrolündeki Rosneft'teki yaklaşık %20'lik payını elden çıkaracağını duyurmuştur. Visa, Mastercard, American Express Rusya'daki operasyonlarını durdurmuştur. General Motors, Ford Motor, Volkswagen, Stellantis, Toyota Motor da dâhil olmak üzere dünyanın en büyük araba üreticileri Rusya'ya sevkiyatlarını durduracağını ve ülkedeki fabrikalarını çalıştırmayacağını belirtmiştir. Bu boykot, imalat ve hizmetler sektöründe %50 ihracat vergisi şeklinde modellenmiştir.
Doğu Asya ve Avrupa arasında ulaşım maliyetleri artmıştır. AB ve Rusya'nın hava sahası yasaklarından sonra Doğu ile Batı arasındaki uçuşlarda tıkanıklıklar oluşmuştur. Kanada ve ABD de Ukrayna'daki savaşa karşı benzer aksiyonlar almıştır. Rusya, yolcu sayısına göre hava taşıma hizmetlerinde 11. en büyük pazar iken; Ukrayna ise 48.sıradadır. Yaptırımların uygulanmasıyla seyahat ve turizm de dâhil olmak üzere tüm endüstrilerde rakamların düşmesi beklenebilir. Asya'dan Kuzey Avrupa'ya altı ana ticaret rotasının uçuş sayısı 28 Şubattan 5 gün öncesi ile 1 Aralık ile kıyaslandığında ortalama olarak %3.4 artmıştır (%0.6 ila %6.9 bandı arasında). Artan ulaşım maliyetleri taşımacılık sektöründe Rusya ile yaptırımları uygulayan bölgeler arasında %50, Avrupa ve Doğu Asya arasında ise %5'lik üretkenlik düşüşü ile modellenmiştir.
DTÖ'de AB ve diğer 13 ülke Rusya için en çok kayrılan ülke muamelesinin kaldırılması tedbirinde mutabık kalmıştır. Bu ise söz konusu ülkelerin tarifelerin yükseltilmesi ya da Rusya'dan ithalata kota koymasına olanak sağlayacaktır. Eğer tarifeler iş birliği yapılmayan bir seviyeye getirilirse, küresel ortalama tarife artışına göre tarifelerin %32 oranında artacağı varsayılmaktadır (Nicita vd., 2018). Kanada, Birleşik Krallık ve ABD'nin ortak açıklamasını takiben 28 Şubat'ta Avrupa Birliği Konseyi Rusya'ya karşı daha fazla yaptırım uygulama konusunda mutabık kalmıştır. Batı ekonomilerindeki merkez bankaları 600 milyar dolarlık döviz rezervlerini dondurdu ki bu da rublenin keskin değer kaybını desteklemiştir. Netice olarak Rusya ekonomisindeki finansal sıkıntı ulusal emilimde %5'lik düşüş ile modellenmiştir.
Üçüncü senaryo Rusya ve Ukrayna hariç küresel makroekonomik etkilere odaklanmaktadır. Rusya ve Ukrayna'nın genel olarak dünyanın kalanıyla, özellikle de Avrupa ile bağı gaz, petrol, buğday, diğer tahıl ve emtia konularında üretici ve tüketicilerde büyük belirsizliklere sebep olmaktadır. AB'nin Rusya'dan ithalatının %70'i gaz ve petroldür. Kalanın büyük bölümü ise tarım, ham madde, kimyasal, demir ve çeliktir. Yüksek enerji fiyatları hemen hemen tüm ürünlerin ve hizmetlerin maliyetini artırmakta ve enflasyon beklentilerini yükseltip büyümeyi yavaşlatmaktadır.
Dördüncü senaryo tüm bölgelerde gıda ihracatı kısıtlamaları ve gıda stoklarının piyasaya sürülmesine yoğunlaşmaktadır. Ukrayna bazı tarım ürünlerinin (çavdar, arpa, akdarı, şeker) ihracatını kısıtlamış; buğday, mısır ve ayçiçeği yağı gibi temel ihracat ürünleri için ihracat izni getirmiştir. Rusya ham şeker, buğday, karışım un, çavdar, arpa ve mısır gibi ürünler için ihracat yasakları getirmiştir. Şeker hariç bu ürünlerin ihracat yasağı Rusya'nın ortak serbest gümrük bölgelerini paylaştığı Avrasya Ekonomik Birliği üyelerini de kapsamaktadır. Arjantin, Macaristan, Endonezya, Moldova, Sırbistan ve Türkiye buğday, mısır, ayçiçeği yağı, margarin, un ve soya yağı gibi ürünler için tüm ticaret ortakları için ihracat kısıtlamaları getirmiştir. Mısır ülkesi ise buğday üreticileri için üretim izni programı uygulamaktadır. Çiftçiler buğdaylarının bir kısmını devlete satmak durumunda kalacaklar.
Beşinci senaryo uzun vadede kendi içlerinde tarifelerin düştüğü, birbirlerine karşı ise tarifelerin yükseldiği iki ekonomik blokun oluşumunu incelemektedir. Buzdağı ticaret maliyetlerinin (iceberg trade costs) iki blok arasında caydırıcı ölçüde artmasıyla ayrışmanın olacağı düşünülmektedir.
DTÖ Küresel Ticaret Modelinde şoklar ticaret maliyetleri, üretim kapasitesi (faktör arzı) ve ulusal emilimi etkilemekte olup emtia fiyatları ve (reel) döviz kuru iç kaynaklı olarak ele alınıyor. OECD'nin kullandığı NiGEM (the National Institute of Economic and Social Research) makroekonomik modelinde ise dış kaynaklı emtia fiyatları, rublenin değer kaybı, artan risk primi, Rusya ve Ukrayna'da iç talebin çöküşüne şoklar uygulamaktadır.
OECD Ukrayna'da iç talepte %40'lık düşüş ile büyük bir makroekonomik şok öngörmektedir (OECD, 2022). OECD'nin küresel GSYİH'deki artış tahmininde yaklaşık %1'lik düşüş öngörüsü de DTÖ Küresel Ticaret Modeli ile tahmin edilen aralığa yakındır.
DTÖ'nün oluşturduğu senaryolar çerçevesinde küresel reel GSYİH ve reel ihracatın savaşın olmadığı baz senaryoya göre değişimi sağdaki grafikte gösterilmektedir. Grafik Ukrayna ekonomisinin görece küçük olması sebebiyle Ukrayna'daki savaşın dünya ekonomisine doğrudan etkisinin kısıtlı olduğunu göstermektedir. Ancak Senaryo 2c'de yaptırımların eklenmesiyle oluşacak kayıplar küresel GSYİH'nin %0.7'sine yükselmektedir. Bu ise artan ticaret maliyetlerinin ihracatı azaltması, enerji ve ara girdi fiyatlarının yükselmesi ve neticede de reel geliri düşürmesinden kaynaklanmaktadır.
3. senaryoda GSYİH kaybı bunun yaklaşık iki katına çıkıp %1.3'e kadar yükselmektedir. Zira diğer bölgelerde de tüketim ve yatırımda düşüş yaşanacaktır. Ancak bu düşüşün büyüklüğünü değerlendirmek hala zor. Dünya tüketim ve yatırım talebinin azalmasında üç önemli etmen rol oynayacaktır: işletme ve tüketici güveninin kaybı, daraltıcı para politikaları, risk primlerinin yükselmesi.
Yukarıdaki grafikte de göze çarptığı gibi, krizin küresel ticareti GSYİH'den daha çok etkileyeceği tahmin edilmektedir. Zira yaptırımların çoğu doğrudan ticaret akışlarıyla ilgili ve bu sebeple ulusal üretimden daha çok uluslararası ticaret akışlarını etkileyecektir. 3. senaryonun gerçekleşmesi durumunda reel ticaret, savaşın olmadığı bir duruma göre %2.2 oranında düşebilir. Bu etki, DTÖ'nün Ekim 2021 ticaret tahmini (%4.7) ile beraber düşünüldüğünde ticaretin 2022'de yine de büyüyeceği düşünülmektedir.
Yukarıda verilen, bölgelere göre reel GSYİH'de beklenen değişim grafiği her senaryoda krizden en çok Ukrayna'nın etkileneceğini göstermektedir. Fabrikaların kapanması ve tahribatı, arz şoku, limanların kapanması gibi savaşın verdiği zarara bağlı olarak Ukrayna'nın reel GSYİH'sinin kriz öncesi görünüme göre yaklaşık %25 azalabilir.
Ukrayna'dan sonra reel geliri en çok etkilenecek olan Rusya'nın senaryo 2a'da belirtilen yaptırımlar neticesinde reel gelirinin %1.9 azalabileceği tahmin edilmektedir. Senaryo 2b ise imal ürünler için en çok kayrılan ülke tarifelerinin yükseltilmesinden ötürü Rusya'nın gelirindeki kaybın kısıtlı olacağını göstermektedir. Zira senaryo 2b'de azalış %1.9'dan sadece %2'ye yükselmektedir. Etkisinin kısıtlı olmasının sebebi diğer yaptırımların (örneğin SWIFT'ten dolayı işlem maliyetlerinin artması) Rusya'dan ithalatı ciddi ölçüde azaltacağının zaten öngörülmüş olmasıdır. Simüle edilen en büyük etkinin yaptırımlar neticesinde oluşacak finansal sıkıntının yaratacağı talep azalışından kaynaklanması beklenmektedir. Bu yüzden senaryo 2c'de %5.3 GSYİH azalışı öngörülmektedir. Bu ise talepte düşüş olmadığı zaman oluşan beklentinin iki katı yüksekliktedir. Ancak bu etkinin çapı hal büyük ölçüde belirsizliğini korumaktadır.
Yukarıdaki grafik savaşın tarafı olmayan ya da yaptırım uygulayan ülkeler gibi doğrudan müdahil olmayan ülke ve bölgeler üzerindeki savaşın doğrudan etkisinin daha az olduğunu göstermektedir. Senaryo 2'de reel GSYİH'lerde Orta Doğu ve Kuzey Afrika ve Asya için %0.3 civarında azalma; Sahra Altı Afrika ve Latin Amerika ve Karayipler için %0.1 ila %0.2 arasında bir kayıp beklenmektedir. Ancak diğer yandan savaşın dolaylı etkisi daha fazla olabilir. 3. senaryoda görüldüğü üzere mezkur bölgelerde risk primlerinin artması, işletme ve tüketici güveninin azalması sebebiyle GSYİH'lerinde %1-1.3 oranında azalma yaşanabilir.
Yukarıdaki grafik Rusya ve Ukrayna'dan ithal edilen buğdayın farklı bölgelerde gerçekleşen toplam hanehalkı tüketimindeki payını göstermektedir. Sahra Altı Afrika, Orta Doğu ve Kuzey Afrika en büyük paya sahip bölgelerdir.
Rusya ve Ukrayna'nın önemli gıda ihracatçısı olmasından ötürü ihracat kısıtlamaları küresel pazarı önemli ölçüde etkileyebilir. Özellikle de Sahra Altı Afrika olmak üzere ithalatçı bölgelerdeki fiyatlarda %50-85 arası artış yaşanabilir. İhracat kısıtlamaları da fiyat volatilitesinin artmasına yol açabilir. Yukarıdaki grafik dünya genelinde ve Rusya ve Ukrayna'dan ithal gıdaya bağımlı olan seçili bölgelerde tahmini buğday fiyatlarını göstermektedir. Tahmini fiyat artışlarının en çok Sahra Altı Afrika, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da gerçekleşeceği öngörülmektedir.
Küresel ekonominin derinden etkilenip ikiye bölüneceği beşinci senaryoda Góes ve Bekkers'in yapay sınıflandırmasından yararlanılmıştır. Yukarıdaki grafik bu senaryo çerçevesinde uzun vadede (10-20 yıl) reel GSYİH'de oluşabilecek etkileri göstermektedir. Küresel GSYİH'nin uzun vadede %5 civarı düşebileceği öngörülmektedir. Her ülkeninbundan eşit şekilde etkilenmeyeceği, en büyük kaybı yükselmekte olan ekonomilerin yaşayacağı öngörülmektedir.
DTÖ'nün Rolü
Ukrayna'daki savaş tüm dünyayı etkilemektedir. Uluslararası ticaret, kalkınma çerçevesinde ele alınmalıdır. Uluslararası kuruluşlar barışı, hukukun üstünlüğünü ve uluslararası hukuka riayeti savunmada çok önemli diplomatik araçlara sahip. Ticaret, büyümenin motoru olmaya devam etmektedir. Çok taraflı ticaret sisteminin stabil ve öngörülebilir ticaret koşulları sağlama, uluslararası pazarlarda şeffaflığı teşvik etmede önemli rolü var. Bu sebeple izleme ve şeffaflığı sağlamada çok taraflı ticaretin kalbi DTÖ'nün yeri önemlidir.
Yukarıda rakamlarla detaylı olarak görüldüğü üzere Ukrayna'daki kriz kırılgan ülkelerin gıda arzını tehlikeye atmaktadır. 2007 ve 2008 gıda fiyatları krizinden çıkarılan derslerden biri de ihracat kısıtlamalarının gıda güvenliğini tehlikeye atması olmuştur. Bir ülkenin ihracatı kısıtlamasına gitmesi diğer ülkelerde de ihracat kısıtlamasına yol açmaktadır. Sonunda da ülkeler, kendilerinin tedarik edemediği ürünler konusunda çıkmaza girmektedir. Yaklaşık 15 yıl önce başlayan DTÖ Ticareti İzleme Uygulaması bu tür politikalar konusunda önemli bir araç sağlamaktadır.
İthalatçıların krize karşı kaynaklarını ya da üretim teknolojilerini düzenlemeleri gerekecektir. Tedarikçiler üretimlerinin yerlerini değiştirme veya etkilenmeyen bölgelerdeki üretimlerini artırma ihtiyacı duyacaklardır. Taşıma firmalarının hızlıca rotalarını değiştirmeleri ve üretimlerini hızlıca talebin en yüksek olduğu ülkelere kaydırmaları gerekecektir. Ticaret politikası diyaloglarının devamı barışın tesisinde çok hayati. Çok taraflı ticaret sisteminin mal ve hizmetlerin sorunsuz akışını sağlaması mühim olup bu konuda DTÖ, küresel ekonomide güvenin (yeniden) inşası için önemli bir forum sunmaktadır.